Tarihi M.Ö 3000’lere dayanan; antik çağda Leukophrys, yunan mitolojisinde Tenedos olarak bilinen; Ege Denizi’nin kuzeyinde bulunan küçük, sevimli ve tüm gücüyle bakirliğini korumaya çalışan adamız, Bozcaada…
Sürekli esen poyraz rüzgarının üzüm bağlarına can verdiği bu küçük adada unutulmaz bir tatil sizi bekliyor.
Bozcaada’nın birbirinden güzel koylarında denize girebilir, bağ yolunda yürüyüş yapabilir, Polente Burnu’nda güneşi batırabilir; Ege mutfağının birbirinden lezzetli mezelerini tadacağınız restoranları ziyaret edebilirsiniz.
Bu bölümde sizlere unutulmaz bir Bozcaada tatili yaşamanız için yapmadan dönmemeniz gereken birkaç küçük tüyo vermek istiyoruz.
Yüzmeden Dönmeyin
Ayazma Plajı: Adanın en popüler, dolayısıyla en kalabalık plajıdır. Uzun kumsalı ve masmavi denizi oldukça etkileyicidir. Plaj boyunca şemsiye ve şezlong kiralamak mümkündür. Ayrıca duşlar ve soyunma kabinleri de bulunur. Yol boyunca sıralanmış restoranlarda öğle ve akşam yemeği için birçok alternatif mevcuttur.
Mermer Burnu: Sahip olduğu farklı çeşitlerdeki balıkların çokluğundan dolayı halk arasında Akvaryum Koyu olarak da bilinir. Herhangi bir tesisi olmayan küçük bir koydur. Adadaki profesyonel dalış noktalarından biridir. Ayrıca şnorkel ile yüzerek de Mermer Burnu’nun tadını doyasıya çıkarabilirsiniz.
Tuzburnu: Ada’da rüzgarın lodos olduğu zamanlarda tercih edilebilecek en güzel koylardan biridir. Adanın Tuzburnu fenerinin olduğu uçta, anakarayı karşıdan gören turkuaz renkli koylarından biridir. Tuzburnu Koyu’nda herhangi bir tesis olmadığını da belirtelim.
Önemli Not: Bu kumsallar ve koylar dışında adamızın etrafında büyük/ küçük pek çok kumsal bulunmaktadır. Dilerseniz yapacağınız bir ada turu sayesinde tüm koyları yakından tanıyabilir, her biri birbirinden güzel kumsallardan denize girebilirsiniz.
Görmeden Dönmeyin
Polente Burnu/ Gün Batımı: Bozcaada’ya gelip de güneşi batırmadan dönmek olmaz. Bozcaada’ya gelen her ada sevdalısının en keyifli ritüeli. Güneşin Asya kıtasını en son terk ettiği yerlerden biri olan, rüzgar güllerinin de bulunduğu Polente Feneri’nde Ege Denizi’ne batan kıpkırmızı güneşe el sallayabilir, hayaller kurabilir, Bozcaada’yı yaşamanın tadına varabilirsiniz.
Göztepe: İddia ediyoruz Bozcaada’yı hiç böyle görmemişsinizdir. 192 metrelik yüksekliği ile Göztepe adamızın en yüksek noktasıdır. Gün batımı ve seyir zevkini doyasıya yaşayacağınız Göztepe’yi Bozcaada’da yapılacaklar listesinin en başına koymanızı öneririz.
Bozcaada Müzesi: Adamızın geçmişini ortaya koyan müze, tamamen bireysel girişimlerle M. Hakan Gürüney tarafından kurulmuştur. Bozcaada Müzesi, tarihi binasında, 23 Nisan-30 Ekim tarihleri, 10.00-20.00 saatleri arasında her gün gezilebilir.
Kale: Türkiye’nin en iyi korunmuş kalelerinden biri olan ve tarihte istilalara her zaman açık olan Bozcaada’yı koruyabilmek için kurulan kalenin, kim tarafından yapıldığı bilinmiyor. Fenikeliler, Cenevizler ve Venedikliler’in kullandığı bu kale, Fatih Sultan Mehmet döneminde var olan kalıntılar üzerine tekrar inşa edilmesiyle(1455) bugünkü halini almıştır. Kale içinde 1996 yılında halkın desteğiyle kurulan bir etnografya sergisi ile açık hava müzesi mevcuttur. İç ve dış olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Kale 10.00 – 20.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
Bağ Yolu: Ada’da yetiştirilen tüm üzümleri görebileceğiniz; bağları tanıyabileceğiniz özel bir yürüyüş yolu. 1 km uzunluğundaki yol, Sulubahçe mevkiinde taraça düzeninde, geleneksel ve modern yöntemlerle yapılmış bağların bulunduğu; denizi, doğayı ve üzümü birleştiren bir yürüyüş yolu. Ada’nın üzümlerini, bağlarını ve bağcılık yöntemlerini size bilgi sağlayacak broşür, harita ve bilgi levhalarıyla destekleyen bağ yolu, aynı zamanda bisikletle de keşfedebileceğiniz ve sonunda sizi Ayazma ve Sulubahçe plajlarına ulaştıracak bir lokasyondadır.
Denemeden Dönmeyin:
Domates Reçeli: Domates reçeli Rumlardan kalma adaya özgü tatlardan. Kendine özgü yöntemiyle üretimine devam edilen bu reçel Ada’ya özgü yerel tatların başında gelir.
Gelincik Şerbeti: Adanın ünlü ve her zaman aranan gelincik şurupları az sayıda üretilen bir üründür. Bu gelinciklerden şurup, likör ve reçel yapan bir pek çok işletme bulunmaktadır.
Üzüm suyu-Koruk suyu: Adamızda yetişen üzümlerden erken hasatla koruk suyu, olgun hasatla üzüm suyu üretilmektedir. Hem açık hem de ambalajlı olarak bu ürünleri bulmak, tatmak mümkündür.
Deniz Kestanesi (Kirpi): Bozcaada’ya özgü ismiyle Deniz kirpisi yani deniz kestanesi, genellikle deniz kıyılarının kayalık kısımlarından elle ya da raspa denilen tutacaklarla çıkarılan kirpiler, bıçak yardımıyla ortasından yatay olarak kesilerek ayrılıp deniz suyuyla temizlenerek, içindeki turuncu renkli havyarı ortaya çıkarılmak suretiyle yenilecek bölüme ulaşılır. Damak tadına göre zeytinyağı, taze limon suyu ya da sirke ile tatlandırılarak genellikle ekmekle ya da kaşık yardımıyla havyar sıyrılarak yenir. Her ne kadar beyaz şarapla tercih edilse de Bozcaada kirpisine her türlü içecek de lezzetle eşlik edebiliyor.
Üzüm Yaprağında Sardalye: Üzüm Bağlarının taze yaprakları körpe olarak toplanıp salamura yapılarak bütün sene ada mutfakları ve Bozcaada restoranlarında bolca kullanılır. Taze asma yaprakları herhangi bir işlem görmeden Bozcaada’ya özgü bir teknik olan sardalyenin bu yaprağa sarılarak kömür ateşinde ızgarada pişirilmesi ile bir lezzet doğar. Asma yaprağı ızgarada tadını sardalye balığına geçirir. Bu yöntemle pişen sardalyenin tadına doyum olmaz.
Çiğ Dolma: İç malzemesinin taze yaprağın içine sarılarak yapılmasıyla hazırlanan, adaya özgü bir tür lezzettir. Çok sevilir, çok yenilir…
Ada Kurabiyeleri: Bozcaada Bademlisi ve Hacı Tahir Badem Lokumu, Ada’ya has kurabiye ve lezzetler olarak her ziyaretçinin tattığı ve yanında alıp götürdüğü hamur tatlılarıdır.
